24 Aralık 2010 Cuma

Bile bile saçmalama

 Bu akşam yine ufuka yakın gördüm Ay'ı sarıya çalıyordu rengi ne kadar güzel ve ne kadar da büyüktü ! Şimdiyse o büyüklüğün yarısı kadar ancak ve bembeyaz.. Bilim açıklayamıyor neden ufka yakın devasa göründüğünü ayın. Temmuz sonunda dolunay nasıl doğar..önce kıpkırmızı sonra yavaş yavaş sarıya çalar ve yükseldikçe beyaza...
Keşke çok daha yakın olsaydı dünyaya ve keşke çok daha fazla sayıda çok daha yüksek dağlar olsaydı.
Nepal kralı bir tarihte Himalayaların o güne kadar hiç çıkılmamış zirveleriden birine çıkışı yasaklamıştı. Bu mevzu yüzünden sevemedim şerpaları. O büyülü dorukları seyrederken birisi gelip yanıma rehberlik teklif etmişti. "ulan şimdi nasıl anlatacaksın o adama ben kimim ki oraya çıkacağım onun bu görüntüsübile beni büyülerken.." diye geçmişti içimden ama sadece nazikçe hayır istemiyorum demiştim.. Bence o zirvelerin tümne çıkış yasaklanmalı birileri bu küstahlığa bir son vermeli neyse..

-Tek başına mı gideceksin?
-Ben yolumu bulurum.
-Ama kaybolursan!
-İnancı olan kişi asla kaybolmaz, küçük meleğim. barış içinde olan kişi yolunu kaybetmez.
-Ama bu toplantı nerede?
-Bilmiyorum, meleğim.
-Diğerleri biliyor mu?
-Hayır, onlar da bilmiyorlar.
-Nerede olduğunu bilmeden toplantıya nasıl gideceksin?
-Yürümek yeterli, sadece yürümek. davet edilenler yolu bulacaktır...

Hele Bab Aziz' in gece kumların üstünde dizlerinin üstüne çöküp Ölüm le buluşması.. Üstadımın o davudi sesi..
Pek tabii ki böyle bir halde Ölüm hoş gelir sefalar getirir ve elbette Ölüm durup bir ömrünü savaşımına adamış adamın son sahnesini orada bir kayanın üstüne oturup izler..Bilgi adamının deyişiyle onun son dansını izler, Ölümün bir jestidir bu o adama..
Bize de böyle laflamak kalır geriye..
Hiç unutmuyorum adamlar bir kuşluk vaktinde geldiler mahalleye ve o dev çınarlara çivilerle plakalar çaltılar "DOĞAL ANITTIR KESİLEMEZ"  çocuktum sadece izledim ama şimdi olsaydı "merak etmeyin sizden başka zaten kimse kesmeye yeltenmez" derdim.. Çınarların kendiliğinden çürüyüp yok olmasını bekliyor olmalılar çünkü o çınarlardan da eski kaleyi restorasyon adı altında oyuncak kumdan kaleye çevirdiler ve şimdi de 100 yıllık bir mahalle kültürünü paramparça etmekteler.. İnsanlar bana sorduğunda "gayet normal bir durum bu haramilerin düzeninde tabii ki bize de dokunacaklardı ve işte dokunuyorlar.." 

İnsanlar uzun zamandır artık beni şaşırtmıyorlar :)

Hiç yorum yok: